MOSSAD - İHANET ÇEMBERİ

Yazar: Victor OSTROVSKY

Yayınevi: Hikmet

 

Dost ve düşmanın birbirine karışmaya başladığı günümüzde gerçek düşmanın kimliğini ortaya çıkaracak bir eser olan MOSSAD İHANET ÇEMBERİ adlı kitabımızda düşman kimdir ?, Neler yapmakta ?, Mevcut savaşını kazanmak için ne gibi yollara baş vurmakta? ve Zafer sürecini kısaltmak için ne gibi çalışmalar yapmakta olduğu yer almaktadır.

Düşmanı tanımanın en sağlam yollarından biri düşman saflarındaki insaflı kişilerin itiraflarıdır. Bu kitapta da Mossad içinde görev almış Victor Ostrovsky`nin tahmin ettiğimiz ve tahayyül edemediğimiz itirafları yer almaktadır. Yahudilerin Mossadla CIA'yı nasıl kandırdıkları Sri Lanka'da karşıt iki gerilla grubunu Tel Aviv'de birbirleriyle karşılaştırmadan nasıl eğittikleri, FKÖ'ye silah diye satılan kuru üzümler ve lrak Nükleer Tesislerinin imhasına kadar bir çok olayın gizli kalmış yönleri anlatılmaktadır.

Biz bu kitabı okurken düşmanın hiçbir zaman boş durmadığını daima bir çarpışma ve mücadele içinde olduğunu gördük ve onlar böyle çalışırken biz ne yapıyoruz ve neler yapabiliyoruz diye düşündük.

Yazar Mossad’ın dünya çapındaki faaliyetlerini anlatırken, ara ara teşkilatın yozlaşmış idealler, egoistçe çıkarcılık ve daha önemlisi insan hayatının değersizliğini müşahade ediyor. Mossadın bir kısım faaliyetlerini deşifre etmesine neden olarakta hür ve adil İsrail için beslediği derin sevgiyi gösteriyor.

Kitabın ana temalarından biride Mossadın kontrol dışı olduğu ve görünüşte yetkiliymiş gibi olmasına karşın Başbakanın bile gerçek bir otoritesinin olmadığı ve çoğu zamanda yapılan eylemleri ona onaylatma suretiyle kötüye kullanıldığı anlatılmaktadır. Buna çarpıcı bir misal Sri- Lanka'daki karşıt iki gerilla grubunun Tel Aviv'de aynı anda Başbakanın adına karar verilerek, eğitime tabi tutulması, Libya hava yollarına ait bir yolcu uçağının düşürülmesi ve dünyanın çeşitli yerlerindeki illegal örgütlerin Mossad tarafından eğitilmesi sıralanabilir.

Yazarın Mossadın çalışmalarının sekreterler ve temizlikçiler dahil 1204 kişiyi aşmayacağını söylemesi çok inandırıcı gelmiyor. Fakat yazarın bütün Yahudilerin Mossadın gönüllü ve hazır birer elemanı olduğunu söylemesi enteresandır. Sfenks Operasyonuyla Mossadın Irak nükleer tesislerini nasıl havaya uçurduğu ele alınıyor. Bu operasyonda Mossad Iraklı bilim adamlarını tek tek inceledikten sonra içlerinden Halim adlı birisini para ve kadınla nasıl kullandığı anlatılıyor.

Kitapta yazarın Mossada nasıl girdiği uzun uzadıya anlatılıyor. Girişte bir çok psikolojik imtihanlara tabi tutulduklarını ve aylarca süren seminerleri anlatıyor. Eğitimin önemli bir bölümünü pratikler oluşturuyor. Bu pratiklerde takip edilme, takip etme, telefon görüşmeleri, polisten tezgahlı sopa yeme, bilgi toplama, sır saklama, silah kullanma, adam öldürme, bilgileri muhafaza etme, şifreli haberleşme hususlar özellikle ele alınıyor.

Katsa adı verilen Mossad ajanlarının dünyanın çeşitli ülkelerinde rahatça hareket edebilmeleri için hayali şirketlerin kurulduğu ve bunlarla alakalı olarak Mossadın kütüphanesinde binlerce döküman olduğu e1e alınıyor. Ayrıca her bir katsaya birkaç ülkenin pasaportu, birkaç kimlik düzenlemesi ve bu şirketlerde çalıştığına dair düzenlemeler yapılmaktadır.

Mossadın haber alma ve bilgi toplama sisteminde % 60 gibi önemli bir yeri kitle iletişim vasıtalarının (radyo, gazete, televizyon ) ,% 25 uydu, Telex, telefon ve telsizler yardımıyla sağladığı % 2 ile % 4 ise ajanlar tarafından elde edildiği anlatılıyor. Bu toplanan bilgiler Mossadın çok gelişmiş olan bilgisayar sistemine yükleniyor. Bir isimle alakalı malumat almak istediğiniz zaman tuşa dokunduğunuzda onum son 24 saat içinde kimlerle görüştüğüne ve nerede olduğuna kadar bilgi edinilebiliyor. Bu bilgisayar sisteminde en büyük paya Yaser Arafat sahip. Mossadın bilgi toplama işleminde önemli bir yeri o ülkelerdeki yahudi vatandaşlarının toplamış olduğu malumatlar oluşturur. Bunlara ayrıca para ödenmez, hür İsrail devletini varlığı için yardımcı olurlar, bunların kesinlikle yahudi olması gerekir.

Bu yurt dışındaki yahudilerle irtibata geçmek için İsrail'deki her bir vatandaşın yurt dışındaki akrabaları incelenir bunlar arasından seçim yapılır. Bir yahudi Mossada yardım etmeyebilir ama asla ihanet etmez. Bunlara SAYAN denir. Sayanların genelde doktor, emlakçı, bankacı olmasına dikkat edilir. Doktor herhangi bir operasyon sırasında yaralanmış katsanın tedavisinde, emlakçı katsalara ev bulma, bankacı da acil durumlarda finans sağlama hususlarında yardımcı olurlar. Bu sayanların yaptıkları yardımların deşifre olması durumunda Mossadın cevabı şudur; “Bu sayanlann başına gelebilecek en kötü felaket sınır dışı edilirler ve hepsi İsrail'e gelir. HARİKA !”

Yazar Mossadın Arap ülkelerinde herhangi bir üs bulunmadığını bu ülkeler ile alakalı ihtiyaç duyulan bilgileri ABD, Fransa, İngiltere, İtalya gibi ülkelerden daha fazlasını elde edebilme imkanının olduğunu belirtmektedir. Çünkü bu ülkeler bilim adamlarının, askerlerin ve politikacılarının yetişmelerini sağlamak için Avrupa'ya Amerika'ya göndermektedirler. Bunların içinden seçilenler paraya boğularak, kadın olgusu kullanılarak ve istikbal garantisi sağlanarak kullanıldığı anlatılmaktadır. Böyle bir insan seçilirken kötü alışkanlıkları, zaafları olan ayrıca ideolojik saplantıları yani sisteme düşmanlıkları olan azınlık gruplarından seçilmelerine dikkat edilir. Kısaca seçilen insanın aşağılık birisi olmasına dikkat edilir.

Mossad’ın bilgi toplama usullerinden biri de parayla bilgi satın almaktır. Suriyeli bir bakanın vereceği ehemmiyetli bir bilgiye 20.000 dolara kadar ödeme yapılabiliyordu.

Mossadın kullandığı kişileri gayri ahlaki özellikleri olan kişilerden seçilmesi önemli bir prensibidir. Fazilet sahibi bir kişiyi kullanamayabilirsiniz, içki içmeyen, kadınlara pek ilgi duymayan, paraya ihtiyacı olmayan, siyasi problemi bulunmayan, hayatından memnun olan bir adama rastlarsanız onu kullanamazsınız. Sizin yaptığınız hain ile çalışmaktır. Ne kadar makul sebepler ileri sürerse sürsün ajan vatan hainidir. En kötü insan tipiyle uğraşıyorsunuz.

Mossad insanları değerlendirirken yahudilere faydası dokunur mu dokunmaz mı? Buna bakar eğer yahudilere yararlı biriyse bunlarla çalışırdı.

Mossadın Telekomünikasyon sistemi o kadar gelişmiş ki Arap şeyhlerini ve diğer dünya ülkelerindeki liderlerin konuşmalarını çok rahatlıkla dinlenebiliyor. Ve bu bilgilere göre hareket ediliyordu. Bazen de bu bilgiler kullanılarak bakan ve başbakanların düşürülmesi sağlanıyordu.

İsrail 3.dünya ülkelerine Araplarda buna dahil olmak üzere 3. bir ülke aracılığı ile savaş malzemeleri ve çeşitli teçhizatlar satabiliyordu. İsrailin Suudilere sattığı bir malzemeyi ABD'de Suudilere satmaya kalkınca yahudi lobisi iptal için seferber oluyor, çünkü İsrail için Suudi tatlı bir pazardı.

İran-Irak savaşında Mossadın Arap ajanları vasıtasıyla iki tarafa da verilen bilgilerle savaşın uzayıp gitmesi Mossad tarafından sağlanmıştır. Hatta Mossadın bu ajanlarına o ülkelerde ödül dahi verilmiştir.

İsrail dünyanın çeşitli ülkelerine ve terör örgütlerine silah yardımı ve satışı yapmaktadır. Tayvanlılar silah almak için geldiklerinde onlara satış yapılmıyor çünkü bunlar aldıkları silahların benzerlerini kısa sürede yapıp İsrail ile rekabete girişiyorlar. Onun için satış yapılan ülkelerin teknolojik durumları ehemmiyetliydi.

Mossadın Avrupa ülkelerinden en çok Danimarka ile ilişkisi vardı. Bu hayasızlık düzeyindeki ilişki 2.Dünya Savaşına dayanıyordu. 2.Dünya Savaşında nazilerden kaçan yahudiler Danimarkalılar tarafından himaye görmüşlerdir. Danimarka’daki vize kontrollerini Mossad yapıyor. Kişi problemsiz ise işaret koyuyor. Şayet İsrail için ehemmiyet arzeden bir kişi ise onu kendisi incelemeye alıyor.

Mossad dünyanın çeşitli ülkelerinden teşkilatları davet edip onlara seminerler verir ve bunlarla bağlantılara geçer. Bu seminerlerde terörle mücadele kendilerinden daha gelişmiş bir organizasyon bulunmadığı teması işlenir.

Avrupa ve Amerika'nın icat ettiği yeni silah ve füzelerin nasıl çalınarak taklit edildiği ve bu silahların illegal örgütlere ve çeşitli ülkelere nasıl pazarlandığı anlatılmaktadır.

8 Ekim 1987 günü İsrail ordusuna ait bir kamyon Gazzede sivil kamyonlara çarparak 4 Arap vatandaşın ölümüne 17 kişinin de yaralanmasına sebep oldu. Kazanın aslında suikast sonucu öldürülen İsrail devlet adamının intikamı için düzenlendiğinin ortaya çıkması üzerine Gazzede büyük protestolar başladı. Taş, yanıcı maddeler ve demir sopalarla İsrail askerlerine saldırdılar. Daha sonra çatışmalar Batı Şeriaya, Nablus şehri civarındaki Balata mülteci kampına sıçradı. Daha sonra cuma namazından çıkan Filistinli gençler İsrailli askerlerle çatışmaya girdi. İsrailli askerler hastahaneye girip doktor ve hasta bakıcıları dövdükten sonra 12 tane yaralı Filistinliyi tutukladılar. İNTİFADA BAŞLAMIŞTIR.

İsrailin uluslararası düzeydeki saygınlığı, silahları askerlerin Filistinli çocukların nasıl dövdüğünü kanıtlayan fotoğraflarla zedelendi. ABD usulende olsa durumu kınadı. Aşırı sağcı yahudinin 1990 Temmuz’unda bir Filistinliyi öldürmesi üzerine 6 ay ceza alması İsrailin Psikolojisini en iyi şekilde yansıtmaktadır. Başka bir hahamın bir Filistinliyi öldürmesinden sonra mahkemeye elinde silahla güle oynaya gelmesi ve mahkemeden omuzlarda çıkmacı yahudi zihniyetini dünyaya göstermiştir.

Din okulu müdürü bir hahamın bir konuşmasında “Şimdi düşünme zamanı değil sağa sola ateş etme zamanıdır.” demesi olayları tırmandırmıştır. İsrailli yüce divan hakiminin (birinin taammüden adam öldürüp ihmalden yargılandığını ilk defa gördüm.) demesi düşündürücüdür.

İntifada ile ortaya çıkan her türlü ahlaki çöküş Mossadın çalışma sistemine de damgasını vurmuştur.

İsrailin karşılaştığı tehlike her zamankinden büyüktür. İsrail Filistinlileri ezmeye devam ederken Şamir şöyle diyor” Bunlar bizi acımasızlaştırıyorlar, bizi çocukları öldürmeye zorluyorlar, bunlar ne kötü insanlar, öyle değil mi?” düşüncesi Mossadla başlayan yönetime ve İsrail toplumunun büyük bir kısmına bulaşan (Biz her zaman haklıyız eksenli) bir hastalıktır.